Bugün 14 Eylül 2016. Sarıkamış, Soğanlı Dağları ve Puşkin'in ayak izlerini orada bırakarak, geri döndüm. Yüklü bir birikim dağarı ile geriye döndüğümü söyleyebilirim.
Bu arada şunu da eklemekten yanayım. Biz, bir dernek kurduk, başlığı altında, burada farklı konulara da girdik.
Ancak, tüm bunlar yine de birleşik bir öge çevresinde kavranabilir. Kavranabilmesi için bir algı simgesi vereceğim. Ne için yola çıktık?
Değerli bildiğimiz kişilerle, önemli bulduğumuz konuları gündem yapmak, keşif masasına almak.
Böylece, dernek gündemi de ortaya çıkacaktır. Bir gün önceki iletide izlenebileceği gibi, Türkiye'nin yetiştirdiği değerler var. İşte Ali Sezgin! Ekte müziğiyle bize eşlik ediyor.
Dün de değindim: Ali Sezgin gibi, Veysel Batmaz gibi, Sunay Girgin gibi, Serhan Yedig gibi, Beyazıt Kahraman gibi, Betül Çotuksöken gibi değerli insanların Stockholm'da konuk edilmesi ve Stockholm'da yaşayanlarla karşılıklı iletişim sağlanması ilk çaba olacak bizim için.
Dün: ''Yaptığımız girişim kısaca; İsveç’te kalıplaşmış, tekdüze - durağan
bir çizgiyi kırmak '', diye bir tümce okudunuz. Bugünkü bu kısa açılımla, ne yapmak istediğimiz biraz daha anlaşılacaktır.
***
Bu arada, beride izlediğiniz görsel de ne oluyor, diye sorabilirisiniz.
Şudur! Kitap Fuarları açılma aşamasına geldi. Burada iki konu örtüşecek. Puşkin konusu bu yıl İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'nda, bir sunumla güncellenecek.
Üstteki görsel, 2015 İzmir Kitap Fuarı andacı olarak burada. Örtüşme yeni fuarlar çağrışımıdır.
Her fuar kendi değerlerini de yaratır. Bu yıl sekseninci doğum yılı olan Tekin Sönmez'in ve Puşkin'in Soğanlı Dağları konusu var. İstanbul Tüyap Kitap Fuarı'nda, bu iki yazar bir söyleşi ile bu konu çerçevesinde izleyiciye sunulacak.
***
Dernek çalışmaları da bir anlamda evrensel boyut içerecek.
Derneğimizin kurucu üyesi olan Tekin Sönmez Stockholm'da etkinlik hazırlama uğraşısı verirken, öte yanda İstanbul'a da bu konuyu yansıtacak. Daha sonra bu konular Almanya gibi ülkelere de yansıyabilecektir. Sırası geldikçe bunları söyleşeceğiz.
Derneğimizin üyeleri ya da derneğimizin konukları, evrensel Türkçe'nin bayrağını taşıyarak her yerde gündem oluşturmak ve kimi konuları güncellemek isteyeceklerdir.
Şimdi sevgi ve içtenlikle hoşça kalın...
Tekin Sönmez, 14 Eylül 2016, İstanbul, Beyoğlu
İletişim olanaksızlığı nedeniyle 09 Eylül (2016) günü Sarıkamış,
Soğanlı Dağları noktasından yaptığım dördüncü dalga iletiyi ve haberleri ancak
bugün, 13 Eylül günü sunabiliyorum.
Bundan önceki üç iletimiz ilgi uyandırdı. Tanıdık, tanımadık
edebiyatseverleri bizlere cesaret ve direnç verdiler. Sırası geldikçe o
iletileri de sizlerle paylaşacağız. Bu arada Sarıkamış’tan söz etmek gibi bir
konu başlığını da ileride sunabiliriz.
Bundan önce; edebiyatı bir kült olarak yaşamlarının nirengi
noktası yapan, Türkçeyi özde ve sözde özümseyerek, dil ögesini birincil sıraya
alan yazarları, düşünürleri sizlere tanıtacağız. Yazınsal metinler olmadan
uluslaşma ve çağdaş olmanın bir yolu bugüne dek bulunmadığına göre, ayrık bir
seçenek ileri süremeyeceğiz. Bu anlamda yazınsal ve evrensel olan Türkçeye
sarılıyoruz.
Türkçe bu anlamda hem evrensel bir yazınsal metin dilidir,
hem de Türkiye gibi bir ülkede ana taşıyıcı, tüm katmanları algı dünyasında bir
araya getiren en önemli ögedir. Bu nedenle, konuk edeceğimiz düşünce adamları;
yazar, sanatçı şöyle ki, yazından, resimden müzik konusuna dek, modern Türkçe
koşulumuzu önde tutacağız.
Yaptığımız girişim kısaca; İsveç’te kalıplaşmış, tekdüze - durağan
bir çizgiyi kırmak, Türkiye ile evrene açılmaktır… Özeti şudur: Ülkemizin
yetiştirdiği ve gurur duyacağımız; modern, yetkin sanat, düşün, yazın, eylem ve
spor insanlarını tanımak, onları İsveç’e gururla tanıtmaktır.
Dördüncü dalga haberlerimizle birlikte programlarımıza
gelince:
Sunay Girgin, Tüyap Kitap Fuarları Genel Yönetmeni.
Türkiye’nin yetiştirdiği yeni genç kuşağın etkin bir temsilcisi. Kitap Fuarları
boyunca yüzlerce insanla yüz yüze iletişim kurma başarısının arkasındaki gizi
konuşacağız onunla. Konu başlığı olarak; ‘Çalışmada güler yüzlü olmanın erdemi,
stres yönetimine ne oranda katkı sağlar ve gönüldeşlik (empati) sanatı için ne
tür eğitim gerekiyor’, konulu söyleşi programı ile Stockholm’da konuklarımızdan
birisi olacak.
Serhan Yedig, Hürriyet Gazetesi Seyahat Bölümü’nü uzun süre
yöneten ve kendi istenciyle bu çalışma alanını bırakarak, yedi gün yirmi dört
saat salt okuma ve yazma sanatına kendini veren Türkiye’nin yetiştirdiği yeni
genç kuşağın etkin, dinamik bir yazın, müzik, dağ ve su sporları aktörüyle yüz yüze
geleceğiz. ‘Okunan bir ürünü, izlenceyi, bir gazeteci olarak öteki bir kişiye,
kısa yoldan algı verici düzeyde sunmak için; müzik algısı ne oranda, nasıl
yardımcı olur’, konulu söyleşisi ile Stockholm’da konuklarımızdan birisi
olacak.
Ali Sezgin (Gitar). Kendi ekolünü kendisi kuran bir müzik
adamıyla yüz yüze geleceğiz. Salt bestelerini yapmak değil, onları gitarıyla
sunabilen özgün bir müzik adamı bu kez karşımızda. Stres yönetim konusunda
Sunay Girgin’le; yazın ve gazetecilik konusunda Serhan Yedig’le izleyeceğimiz:
Türkiye’nin yetiştirdiği bu genç, özgün, çağcıl ve yaratıcı yapıyı; bu kez
gelenek dışı bir özümseme ile Ali Sezgin, ses ve tını lirizmi, müzik şöleniyle
Stockholm’da konuklarımızdan birisi olacak.
Değerli İzleyiciler,
Kızılçıbuk'tan Puşkin’in çıktığı dar boğaz sonrası öne
açılan Soğanlı Düzlüğü görseli ve Puşkin haberleriyle ile Tekin Sönmez de
aramızda.
1829 Osmanlı - Rus Savaşı’nın Turnagel Ormanı önünde
başladığını, Puşkin’in notları ile izliyoruz. Öne açılan bu iki görsel, 2500
metre yükseklikte ve dünyada eşi olmayan Soğanlı Düzlüğü’nü gösteriyor. Savaş
burada sona eriyor. Rus Ordusu, Erzurum önüne kadar savaşmadan ilerliyor. Şimdi
bu iki görselle ve bu kısa veri ile yetiniyoruz.
Puşkin diyor ki: ‘Düşman tehlikesine rağmen, hizmetçim
benden üç gün sonra esenlikle orduya katılan ağırlık koluyla birlikte ordugâha
geldi. Sayısız ağırlıklarımızdan bir tek öküz arabası bile düşmanın eline
geçmemişti. Ağırlığın ordu ardınca gidişindeki düzen gerçekten şaşılacak
şeydi.’
Karşımızdaki görselde, Puşkin'in; ‘18 Haziran’da Ordugah
(Turnagel Ormanı düzeyine) başka bir yere kalktı. 18 Haziran’da top sesi bizi
uyandırır uyandırmaz Ordugah harekete geçti. Generaller görevlerinin başlarına
gittiler, alaylar sıra oldular, subaylar kendi takımlarının başlarına
geçtiler.’
Bu görsellerde bu hareketleri düş yordamıyla izleyebiliriz
şimdi. İki gün sürmeden Soğanlı Düzlüğü Rus Ordusunun eline geçecek ve savaş
orada sona erecektir.
--------
Foto: 1-Turnagel Ormanı önü-yakın çekim-ortada Soğanlı
Düzü- Savaşın ilk iki günü...
Foto: 2-Turnagel Ormanı önü-uzak çekim-ortada Soğanlı
Düzü- Savaşın ilk iki günü...
Foto: 3-Soğanlı Düzü'nden çıkış-Puşkin-ve Savaşın
sonu-yardıma gelen Erzurum Seraskeri Hakkı Paşa'ınn 30 bin askeriyle imha
edildiği vadi, Çakır Baba yamaçlarından Erzurum Yolu...
Bugün 07 Eylül 2016 ve Sarıkamış, Soğanlı Dağları
noktasından açıklamalı bir görsel iletiyi ve haberleri sunuyorum.
Burada, 1829 yılından Puşkin’in (1799-1837) ayak izlerinde
yürürken, karşımıza çıkan muhteşem bir doğa var. Bu doğa varlığının sunduğu
olağanüstü bir güzellik var.
Rus edebiyatının kurucusu A. S. Puşkin derken, onun geçtiği
bu doğa güzelliğini, varsıllığını unutacak mıyız?
Elli milyon yılda oluşmuş, 2500 metrelik yükseklerdeki Kars
– Erzurum Platosu diye tanımlayacağımız bu doğa unutulabilir mi?
Bu güzellikleri ancak bizler, en derin anlamla
duyumsayabiliriz.
****
Tarihin ilk çağlarına gittiğimizde, elimizdeki bu doğa
üzerine ilk yazılı belge ile Ksenophon karşımıza çıkıyor.
Pasinler’den geçip Soğanlı Dağları’na çıkan ve Çoruh
Kanyonları ile Karadeniz’e ulaşmak isteyen Ksenophon (İ.Ö. 401) o çağ algısı
ile kaleme aldığı ‘Onbinlerin Dönüşü’ adlı belgeci yapıt var.
Bu muhteşem doğa konusunda özgün notlar bırakır Ksenophon.
Önümüzdeki bir iki gün içinde, Ksenophon’un çıktığı ve bugün
Çakır Baba diye bilinen Soğanlı Dağları doruklarında onun ayak izlerini de
sizlere sunacağım.
***
Bugün 07 Eylül 2016 olmakla birlikte, 06 Eylül günü alınan
kimi doğa görsellerini sunuyor ve İsveç yasalarının verdiği kurumsal sınırlar
içinde kalarak, önümüzdeki aylarda hem İsveç kurumlarına önereceğimiz ve
onaylanma durumu sonucu hem de Stockholm’da kamuya sunacağımız kimi
etkinliklerden birkaç haber de ektedir.
Programlarımıza gelince:
Prof. Dr. Mehmet Veysel Batmaz; (İst. Üniv. İletişim
Fakültesi) ‘Medyaya Düşman Yetiştiriyorum’ adlı yapıtı ve daha başka pek çok
önemli ürünleri, yüzlerce makalesi olmasıyla; ve salt iletişim konusunda yetkin
bir uzman olmasıyla da değil, iyi bir kalemi ve düzgün modern bir Türkçesi
olması nedeniyle, Stockholm’da konuklarımızdan birisi olacak.
Prof. Dr. Betül Çotuksöken; felsefe alanında tanınmışlığı
bir yana, ‘Aristoteles’in Kategorilerine Giriş’ adlı, Porphyrios’un
açıklamalarını dilimize çeviren bir felsefeci olmasıyla da değil, yine iyi bir
kalemi ve düzgün modern bir Türkçesi olması nedeniyle: ‘Günübirlik Yaşamda
Felsefe Ne İşe Yarar’ konu başlığı ile Stockholm’da konuklarımızdan birisi
olacak.
Beyazıt Kahraman, (Yıldız Teknik Üniversitesi. öğrt., görv., emekli)
yazın, dil adamı olmakla birlikte Türkiye’de bugün yayınlanan hemen tüm yayın
ağını izleyebilen belki de tek kişi olmasıyla da değil, yine iyi bir kalemi ve
düzgün modern bir Türkçesi olması nedeniyle: ‘Balkanlar’dan Türkiye’ye ve
Dünyaya Göç Hareketleri ve Bulgaristan Türkleri ve Türkçe’ konulu söyleşide,
Stockholm’da konuklarımızdan birisi olacak.
Yeni haberlerle
sizlere ulaşmak üzere, sevgi ve içtenlik…
Tekin Sönmez, 07 Eylül 2016, Sarıkamış, Soğanlı Dağları
Değerli İzleyici,
Kızılçıbuk'tan Puşkin’in çıktığı dar boğaz karşıdaki vadi,
iki dağ silsilesi arası ve sağ kolda Turnagel Ormanı.
Puşkin diyor ki: 'Tam zamanında gelmişim. Saat beşte ordu
yola çıktı. Ben Dragon (ejderhalar) alayına gidiyordum. Gece bastırdı. Bütün
kıtaların mola verdiği bir vadide durduk.'
Bu görselde öndeki yakın ormanlık alanın alt tarafı, sağ
doğru açılan vadi, bugün Kızılçubuk adı ile bilinir. Burası bir süredir giriş
ve çıkış askeri bölgedir.
Ben, Sarıkamış'ın Kuzey yamaçlarından doruğa çıktım ve
karşıdaki iki silsile arasında, yukarı doğru, Soğanlı Düzü'ne çıkış vadisinin
görselini aldım. Ektedir.
'Geceyi Rayevsk'nin çadırında geçirdim' diye not düşen
Puşkin; 'Şafakla birlikte ordu yola çıktı,' diyor. 'Otları büyümüş ormandan
dağlara ulaştık,' diyor.
Karşımızda, Puşkin'in;
'Otları büyümüş ormandan dağlara ulaştık,' dediği vadi
görünüyor. Tekin Sönmez, 07 Eylül 2016, Sarıkamış
3 Eylül 2016 Cumartesi günü ilk iletide derneğimizle ilgili
kısa bilgi sundum.
Bugün 5 Eylül 2016 ve Kars, Sakamış, Soğanlı Dağları
noktasından ikinci iletiyi ve haberleri sunuyorum.
Burada, 1829 yılından kalanPuşkin’in ayak izlerinde
yürürken, derneğimizin gelecek programlarını da sizinle paylaşmak istiyorum.
İlkin şuna değinmek isterim.
‘Akademiska Litteraurföreningen…’, bir anlamda Edebiyat
Okulu Derneği olarak da çevrilebilir.
Programlarımıza gelince:
Kurucu üyelerimizden Mehmet Oget bir dünya gezgini ve bu
anlamda gezgin fotoğrafçıdır. Onun gezginlik fotoğraflarını ve gezginlik
anılarını bir söyleşi çerçevesinde izleyeceğiz. Şu günlerde Brezilya
yolculuğuna çıkmak üzere. Dönüşünde o gezi ile ilgili fotoğraflarını ve gezi
serüvenini bizlere sunacak.
Kurucu üyelerimizden Bekir Demirörs, çalışma alanı olarak
sosyal ‘istihdam’ yönetmenidir ve oylumlu bir program içindedir. Bu açıdan
gelen yeni göç dalgaları ile oluşan genç insanların gelecek için hazırlanmaları
konusunda, konu başlığı olarak: ‘insan enerjisi ve stres yönetimi konulu bir
seminer programı ile meraklıların karşısına çıkacaktır.
Kurucu üyelerimizden Vedat Erenoğlu ise gelen yeni göç
dalgaları ile oluşan genç insanların gelecek için hazırlanmaları konusunda,
konu başlığı olarak: 'İsveç’e uyum ve onların toplumsal kazanamı için
Erenoğlu'nun yaptığı kişisel deneyimler' konulu bir konferans sunumuyla
görüşlerini paylaşacağız.
Puşkin’in 1829 Erzurum Yolculuğu konusunu, yerinde yaptığı
çekimlerle, seksenincidoğum yılı andacı olarak Tekin Sönmez de aramıza
katılacak.
Bu konu ile ilişkin, bugün 5 Eylül'de çekimi yapılan
görseller ektedir.
Bunlar birer başlangıçtır...
Sevgi ve içtenlik…
Tekin Sönmez, 05 Eylül 2016, Kars, Sarıkamış, Soğanlı
Dağları